30 Aralık 2014

Mutlu Yıllar



Bu yılın son postu oğluş yeleğiyle olsun :)) Fotolar biraz karanlık çıktı.Ankara'da hava kapalı,bu fotoğraflara yansıdı.Arkadaşımdan aldım,yeleğin örneğini.İnternette de vardı bu model.


Çok severek ördüm.Çok da kolay bir model.
Herkese mutlu yıllar diliyorum.Herkese sevgileeeerr  :)))

26 Aralık 2014

Bu köşe kış köşesi



Herkese merhabalar..Bu ara bir bebiş yeleği örüyorum.O bitinceye kadar bari eski yaptıklarımdan paylaşayım dedim.Bu yer minderlerinin kılıfı vardı ama ben bana uygun bunları örmüştüm.Ankara'da malum havalar soğudu.Ben de kalorifer peteğinin yanına köşe yaptım.


Kasadakilerde benim ördüğüm battaniyeler.Bir ara onları da paylaşırım :) Şimdilik benden bu kadar.
Mutlu hafta sonları

23 Aralık 2014

Handan


Merhabalaar :)) Bu kitabı sizlerle paylaşmak istedim,çünkü çok beğendim.Böyle çok yeni kitapları pek almıyorum aslında.Almak lazım galiba :) Yeni Çıkanlarda görünce biraz sayfalarını karıştırdım,ilk bir kaç sayfayı okuyunca ben bunu alayım dedim.Ayşe Kulin'i en son üniversite yıllarında okumuştum,ama bu kitap beni hemen sardı.

Ayşe Kulin'in Handan'ı,Halide Edip Adıvar'ın kitabındaki Handan'la içiçe.Bu durum da kitabı sevmemde bir başka etki.Değişik bir durum yani.Yeni Handan,eski Handan' la kendi ile hesaplaşması diyebiliriz.Bir de Gezi olayları var tabi.Bir çırpıda okunan bir kitap oldu benim için :) 
En kısa zamanda görüşmek üzere..

16 Aralık 2014

Tarçınlı Kurabiye



Merhabaa :) Bir uğradım yine sesim çıkmadı di mi?! Tembelim diyorum ya bu ara,aslında bir sebebi var.Bir 40 hafta kadar iki kişi olacağım inşallah.Bu haftaların 17si bitti bile :) Ama anne olmaya hazırlanmak için Çocuk Bakımı Kursuna gidiyorum,bir yandan da kitap okuyorum.Bir çok kitap aldık,onları da paylaşırım bir ara.Haluk Yavuzer'in bu kitabını okudum,çok da beğendim :)


Hamur işi yememeye dikkat etsem de arada yemek lazım ama dimi?Her yer yılbaşı konseptine girmişken ben de tarçınlı kurabiyelerimi duruma uygun yapayım dedim.Bana tarçın kışı anımsatıyor.Yani kışın tarçınsız olmaz :)
Malzemeler:
125 gr tereyağ(oda sıcaklığında)
1 yumurta
1/2 su bardağı pudra şekeri
1 tatlı kaşığı tarçın
Aldığı kadar un

Bütün malzemeyi karıştırıp şekil verdim.Önceden ısıtılmış fırında 170 derecede 20-25 dakika pişirdim.Bu kadar basit :) Afiyet olsun.Şimdilik benden bu kadar :))

4 Aralık 2014

Uzun bir aradan sonra :)



Merhabaa :) İki ay tembellik yaptım beeenn :) Ama bu arada O bir anne bloğunun yaptığı hediyeleşme etkinliğine katılmıştım.Bana Mahzun Prenses bloğu çıkmıştı.
Hediyemi gönderdim (Bakmak için Buraya ),benimki de geldi bende sizlerle paylaşmak istedim :)


Hediyelerimi çok sevdim :) Kullandıkça Sevgili Nilar'ı hatırlıyacağım.Buradan tekrar teşekkür ediyorum :)
Sevgiler sunuyoruuumm :))

23 Eylül 2014

Teşekkürleeer :))


Bloğumun yeni halini gördünüz mü,beğendiniz mi bilmiyorum?!Ama ben çoooooook sevdim :)) Sevgili http://koregunluklerim.blogspot.com.tr bloğunun sahibesi Sawako Kuronuma bana mail atıp bloğumu tasarlamak istediğini söyledi.E bende ayıla bayıla tamam dedim tabi :) İstediğim her şeyi uygulayıp kendi yaratıcılığını konuşturup, yaptığı diğer bloglardan daha farklı bir blog tasarladı benim için.Kendisine çok ama çok teşekkür ediyorum :))
Sawako'ya sevgileeer :)))


20 Eylül 2014

Gidemedim :)




Ben dün bir güzel gidiyorum dedim ama gidemedim :) Eşimi son dakika izine çıkarmaktan vazgeçtikleri için gidemedik.Ama inşallah hafta içi bir gün gideceğiz.Bugün de çalışmak için işe gittiği için ben yarım işlere sardım.



Bu kırlent öyle yarım bekliyordu.Onu tamamlayıp size göstermek istedim.Astarı bile başka kırlentin :) Bende dikiş makinası olmadığı için gidince kuzenime diktirmeyi düşünüyorum.
Bir kaç evin içinde fotoğraf çektim.Kahvemi de balkonda içeyim dedim,onu da yanımda çıkardım,bir kaç da orada çektim.Böyle rengarenk modelleri çok seviyorum :) Bi de kahvemi kapattım,fal bakmasını bilen var mııı?!
Neyse ben bir süre daha buralardayım,görüşürüüüüz :)))

19 Eylül 2014

Lavanta Kesesi



Bu ara canım hiçbir şey yapmak istemiyorum,tembelliğim üstümde yani :) Geçen yeni taşınan üst kat komşumuza kahve içmeye çıktım.Çok güzel bir kedisi vardı.Madem komşumun kedisi var ona kedili bir şeyler yapayım dedim.Böyle bir şey çıktı ortaya.En kısa zamanda sahibine vermek üzere bekliyor şimdi :)


Tembellik üstümde ama kitap okumayı ihmal etmiyorum.Bu ara elimdeki kitap Üstün Dökmen'in Küçük Şeyler 2.İnsanı yormayan bir kitap.İşte bu ara ben böyleyim :)
Bir süre yine yokum,memleket havası almaya gidiyorum.Belki oralardan da paylaşımda bulunurum belli mi olur :))
Herkese mutlu hafta sonları diliyorum :)

12 Eylül 2014

Demian


Bir kaktüsün böyle çiçek açtığını gördünüz mü?Ben görmedim,zaten bilmiyordum da..Kaktüsten çıkan iki çıkıntının ne olduğunu açmasına yakın farkettim.Bu güzellik bir gün bile durmadan soldu :( Ama gözlerim bayram etti o soluncaya kadar :))

Son zamanlarda okuduğum kitaplardan biri Demian..O kadar çok beğendim ki sizinle de paylaşmak istedim.Bundan önce Herman Hesse'nin iki kitabını,Siddharta ve Knulp,okuyup çok beğenmiştim.Ama Demian'ı en çok beğendim :)) Yazar bu kitabıyla 1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülü de almış.Küçük bir çocuğun kendini bulma yolunda attığı adımları anlatıyor.Ben kitaptan bir bölümle bitireyim:
    Kendi kafasıyla düşünemeyecek ve kendi kendisinin yargıcı olamayacak kadar rahatını sevenler,yasaklara olduğu gibi boyun eğerler.

Mutlu hafta sonları diliyorum :)

10 Eylül 2014

Brüksel (Tatil Bölüm 5)



Tatilin son bölümüyle artık bitiriyorum.Masal şehri Brugge'den sonra Brüksel'e geçtik.Brüksel bataklığın kurutulması sonucu ortaya çıkmış.Adı da zaten bataklığın içindeki yerleşim yeri demekmiş.Avrupa Birliği'nin başkenti,Nato merkez karargahı da burada.


Grand Place,Unesco Dünya Mirasları listesinde.II.Dünya Savaşı'nda bombalanmış ama Avrupa'nın en güzel meydanlarından biri.History Channel izliyorsanız, orada sık sık gösteriyor burayı.

Belçika vatandaşlığını edinmek diğer Avrupa ülkelerine göre daha kolay olduğundan yabancı kökenli nüfusta çok.Bu nüfusun içinde Emirdağlılar da fazlasıyla mevcut.Bu göçler başladığında Brükselliler Afyon'u ülke sanıyormuş,Emirdağ'ı da şehir.O kadar çok Emirdağlı göç etmiş.
Biz gittiğimizde öğrendik ki, 2 yılda bir Grand Place'in ortasına çiçek döşenirmiş.O gün de 220bin Türk'ün Belçika'ya göçünün 50. yılı etkinlikleri kapsamında 600bin begonya çiçeğinden Uşak Halısı yapmışlar.Şans eseri onu da görmüş olduk :)

Bir de işeyen çocuk heykeli var Brüksel'in(Manneken Pis).Biz Brüksel magnetini bundan yana seçtik :) Bir çok efsanesi var.Halktan birinin çocuğu kaçırılmış o da bulunca 61 cm boyunda bu heykeli yaptırmış.Bu heykel bir çok kez çalınmış :)


Brüksel'e gidip Atomium heykelini görmeden olmazdı.Expo 1958 Fuarı için yapılmış.Bir demir kristalinin 165 milyar kez büyütülmüş haliymiş.Çelikten yapılmış, nedeni de demir-çelik sanayinin gelişmiş olmasındanmış.O gün çok şanslıydık.Atomiumda ip cambazları gördük.Tur rehberimizin dediğine göre o,buraya  o kadar gelmesine rağmen ilk defa rastlamış böyle  bir şeye :)


Brüksel' de farklı olarak bir midye yemeği yedik.Tencerenin içinde geliyor,suda sebzeyle haşlanmış midye.Çok güzeldi :) Çok fazla bira çeşidi var.Patates ve waffle burada da var.Tabi bir de çikolata..Çikolata seviyorsanız,benim pek aram yoktur,bir çok çeşit çikolata mevcut :)

Brüksel'den de memlekete dönüş :) İnşallah tekrar yeni yerler görmek nasip olur :)

Sevgiyle..

8 Eylül 2014

Brugge (Tatil Bölüm 4)



Tatilimin son bölümünü de yazıp bitirecektim ama baktım foto çok,Brugge çok güzel,ayrı ayrı olsun dedim :) Brugge,masal gibi bir yer.Tam bir Ortaçağ kenti..Minnewater Gölü'ndeki manzara gerçek olamayacak kadar güzel görünüyor.Bu arada Minne aşk demekmiş :)


 Unesco Dünya Mirasları listesinde olan Brugge,II.Dünya Savaşı'nda zarar görmemiş.Burası waffle ve çikolata kokuyor.Waffle kokusuna dayanamayıp birer tane aldık.Belki seçtiğimiz yer iyi değildi,tadı çoook kötüydü :(( Her yer dantel ve elişi.Telefonların üstünde bile dantel olan bir nesil olduğumuz için onlarla hiç ilgilenmedik :))


Brugge'ü yürüyerek gezmek mümkün,ama bizim süremizin kısıtlı olmasından da dolayı biz tekne turu yapmayı tercih ettik.Yağmur atıştırmaya başladı ama biz tekneye bindiğimizde dinmişti :) 


Tekne turunda gezerken kafedeki heykel çok hoşuma gitti,birdirbir oynayıp suya atlıyor gibiler :) Bir de öğrendik ki, bir zamanlar meşhuuur olan,Tenten de buralıymış :))


11.yüzyıldan kalma Grand Meydanı fazlasıyla kalabalık.Burada yemek yemek için de alternatif çok fazla.Tabi patates de var :)) E waffle hüsranından da sonra ben bir şey yiyemedim :(


Belediye Binası ve Belfort Çan Kulesi de burada.Çan Kulesi,çok popüler, bir çok yangın atlatmış,neredeyse yarım saatte bir çanları çalıyor.Kuleye çıkınca manzara da çok güzelmiş.Ama kule de asansör yok,ben patateslerden yemediğime göre, eritilecek kalori de yok.O yüzden çıkmaya gerek de yok :)))) 

Brugge,sakin,huzurlu bir yer hala var mı diyenlerin gidip görmeleri gereken bir yer..

Son durak Brüksel...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım:Sawako Kuronuma